Climate Governance Initiative

Türkiye (Türkçe)

3 August 2023


İklim değişikliğinin şirketler ve ekonominin geneli için finansal bir risk olarak algılanmasındaki uluslararası ve ulusal gelişmeler ışığında, Türk şirketlerinin yöneticileri, özen yükümlülüklerinin bir parçası olarak iklim risklerine karşı tetikte olmalı, her türlü mevzuata uygun hareket etmeli ve şirket faaliyetlerini sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda yeniden yönlendirmek için adımlar atmalıdır. Yöneticiler ayrıca, Sermaye Piyasası Kurulu'nun Sürdürülebilirlik İlkeleri Uyum Çerçevesi doğrultusunda Çevresel, Sosyal, Yönetimsel (ÇSY) risklerinin ve fırsatlarının açıklanmasını sağlamalı ve şirketin iş modelinin AB yasaları ile düzenlenen ve gelecekte Türk işletmelerini de etkileyebilecek emisyon ticareti ile sorunsuz bir şekilde entegrasyonunu sağlamak için sera gazı emisyonlarının ölçülmesine ve açıklanmasına yönelik adımlar atmalıdır.

Dünyanın karşı karşıya olduğu iklim değişikliğinin neden olduğu risklerin artan farkındalığı ile Türkiye, iklim değişikliği ile mücadelede her geçen gün çalışma alanlarını genişletmektedir. Uluslararası anlaşmalara uymak ve taahhütlerini yerine getirmek için mevzuat çalışmaları yapmakta, mücadele için gerekli sosyal ve mali altyapıyı hazırlamaktadır. Türk şirketlerinin yönetim kurulları, Türk hükümetinin ve düzenleyici kurumların bu gelişmelere daha fazla odaklandığının sinyali olan yeni politikalar ve mevzuatın bir sonucu olarak kendileri için yeni risk ve fırsatlara yol açabilecek bu gelişmelere karşı hazırlıklı olmalıdır.

Türkiye, 22 Nisan 2016 tarihinde New York’ta düzenlenen imza töreninde 175 ülke temsilcisi ile birlikte Paris anlaşmasını imzalamıştır. 30 Eylül 2015’de sunulan ve Paris Anlaşması'nın hedeflerine yönelik planlarını ortaya koyan Türkiye Niyet Edilen Ulusal Katkı Beyanı (INDC), 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını olağan iş (BAU) düzeyine kıyasla %21 oranında azaltacağını belirtmektedir.1

27 Eylül 2021'de Cumhurbaşkanlığı, 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefini açıklamış ve bu hedefin yatırım ve üretim de dahil olmak üzere geniş kapsamlı değişiklikler gerektireceğini kaydetmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ‘Paris Anlaşması’nın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 7 Ekim 2021 tarihli ve 31621 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 10 Kasım 2021’de yürürlüğe girmiştir.2

Türkiye, 13 Nisan 2023’te sunduğu Güncellenmiş İlk Ulusal Katkı Beyanı’nda sera gazı emisyonlarını ilk NDC'sinde (ayrıca INDC’de) verilen olağan iş durumu senaryosuna kıyasla ve 2012'yi temel yıl (referans yıl) kabul ederek 2030'a kadar %41 oranında azaltacağını (2030 yılında 695 Mt CO2 eşdeğeri) teyit etmektedir. Türkiye emisyonlarını en geç 2038 yılında zirveye çıkarmayı hedeflemektedir.3

29 Ekim 2021 tarihli 31643 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile ‘Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın adı ‘Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ olarak değiştirilmiştir.4 Bu durum Bakanlığın iklim değişikliği politikasına daha çok odaklanacağı izlenimini vermektedir.

Türkiye'nin ilk İklim Şurası, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinasyonunda Şubat 2022'de düzenlendi. Kamu, özel sektör, araştırma kurumları, çeşitli sektörler, STK’lar ve gençlik dahil olmak üzere yaklaşık 1.500 paydaş katılmıştır. Şura kapsamında; sera gazı emisyonlarının azaltılması konusunda 7 alt komite oluşturulmuştur; bilim ve teknoloji; yeşil finans ve karbon fiyatlandırması; iklim değişikliğine uyum; yerel yönetimler; ve göç, adil geçiş ve sosyal politikalar. Şura sonunda, Türkiye'nin 2053 net sıfır hedefi için vizyon oluşturmaya yönelik 217 tavsiye kararı kabul edilmiştir. 76 tanesi önceliklendirilmiş ve tüm öneriler kamuoyu ile paylaşılmıştır.5

Türkiye'nin iklim hedefleri için yasal bir çerçeve oluşturacak olan 'İklim Yasası' hazırlama çalışmaları devam ediyor.

16 Temmuz 2021'de Türk Hükümeti, yeşil bir ekonomiyi birden fazla politika alanında desteklemeyi amaçlayan bir yol haritası olan “Yeşil Mutabakat Eylem Planı”nı onaylamıştır.6 Bu plan ile Türkiye, Avrupa Birliği'nin (AB) ‘Avrupa Yeşil Mutabakatı’ ile uyum sağlamayı amaçlamakta ve plan, karbon emisyonlarını sınırlama, yeşil finansmanı artırma ve yeşil ve döngüsel bir ekonomi için çalışma gibi eylemleri içermektedir.

24 Şubat 2022 tarihinde Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından yayınlanan Yeşil Borçlanma Aracı, Sürdürülebilir Borçlanma Aracı, Yeşil Kira Sertifikası, Sürdürülebilir Kira Sertifikası Rehberi ile sürdürülebilirlik projeleri ve yeşil projelerin finansmanında, şeffaflık, dürüstlük, tutarlılık ve karşılaştırılabilirliğin artırılması amaçlanmıştır.7

İklim değişikliği kaynaklı risklerin ekonomik ve finansal etkileri, piyasalardaki fiyat istikrarını ve finansal istikrarı da etkilemektedir. Bu durum iklim değişikliğine ilişkin gelişmelerin merkez bankaları tarafından takip edilmesini ve bu risklerin para politikası stratejilerine dahil edilmesini gerektirmektedir. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), TCMB'nin iklim değişikliğinin genel fiyat düzeyi üzerindeki potansiyel etkisini gördüğünü ve İklimle ilgili riskleri azaltmak için TCMB'nin sürdürülebilir finansman girişimlerini desteklediğini belirtmiştir. TCMB, iklim değişikliğinin finansal sistem içerisinde ortaya çıkarabileceği kırılganlıkları ve fırsatları tespit edebilmek ve değerlendirmek amacıyla Yeşil Ekonomi ve İklim Değişikliği Müdürlüğü kurmuştur.

2021'de Hazine ve Maliye Bakanlığı yeşil, sosyal ve sürdürülebilir borçlanma araçları ihraç etmek için "Sürdürülebilir Finansman Çerçeve Dokümanı”nı yayınlamıştır.8

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), 2022-2025 Sürdürülebilir Bankacılık Stratejik Planı’nı Temmuz 2021'de yayınlamıştır. Plan, iklimle ilgili risklerin değerlendirilmesi ve yönetilmesi konusundaki kapasitenin artırılmasını ve iklimle ilgili finansal risklerin yönetiminin ve tanımlanmasının denetimini güçlendirmeyi amaçlayan eylemleri içermektedir.9

Türk Ticaret Kanunu, 2022 yılında Türkiye'deki ilgili kuruluşa uluslararası standartlarla uyumlu Türk Sürdürülebilirlik Standartları’nı belirleme ve yayınlama yetkisi verecek şekilde değiştirilmiştir.

Türkiye, finansal kaynakların yeşil yatırımlarla buluşmasını kolaylaştıracak ulusal yeşil taksonomisini hazırlamaktadır. Ayrıca, ülkenin yeşil dönüşümünü hızlandırmak amacıyla kamu teşvik çerçevesi gözden geçirilecektir.

Ocak 2023'te yayınlanan Türkiye Ulusal Enerji Planı (2020 - 2035), yaklaşık 33 GW güneş kurulu güç ve 18 GW rüzgar kurulu güç kapasitesine ulaşmayı öngörüyor.

 

Ocak 2023'te Türkiye, ülkenin 2053 Net Sıfır hedefiyle uyumlu olarak emisyonları azaltmak amacıyla enerji karışımında hidrojen kullanımını ve üretimini artırmak için bir dizi enerji dönüşümü politikasını vurgulayan Hidrojen Stratejisini yayınlamıştır. Hidrojen Stratejisi iki temel hedef belirlemiştir: 

(a) yeşil hidrojen üretim maliyetinin 2035 yılına kadar 2,4 $/kgH'ın altına ve 2053 yılına kadar 1,2 $/kgH'ın altına düşürülmesi;

(b) elektrolizörlerin kurulu güç kapasitesinin 2030 yılında 2 GW, 2035 yılında 5 GW ve 2053 yılında 70 GW'a ulaşmasının sağlanması.

Yöneticilerin Görevleri ve İklim Değişikliği

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) ‘Özen ve bağlılık yükümlülüğü’ başlıklı 369. maddesi, şirketlerin yönetim kurulu üyelerinin güvene dayalı sorumluluklarını “Yönetim kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü kişiler, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadırlar.” ifadelerine yer vermek sureti ile düzenlemektedir.10

Yönetim kurulu üyelerinin özen sorumluluklarını ihlal etmeleri hali ise TTK’nın 553. maddesinde düzenlenmiş olup madde metni “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.” ifadelerine yer vermektedir. 

İklim değişikliği ile mücadelede bir yol haritası belirlemek için kuşkusuz iklim değişikliğinin mevcut ve muhtemel risklerinin belirlenmesi, bu riskler karşısında atılabilecek adımların tespit edilmesi, eylem planları hazırlanması ve bu planlar doğrultusunda gerekli alt yapı çalışmalarına başlanması gerekmektedir. 

Türkiye için iklim değişikliği riskleri, 'Fiziksel Riskler' (aşırı hava olayları gibi akut riskler ve deniz seviyesinin yükselmesi ve yağış düzenindeki değişiklikler gibi kronik riskler dahil), 'Geçiş Riskleri' (iklim politikaları, teknoloji, tüketici tercihleri ve finansal piyasa beklentileri dahil) ve BDDK'nın 2022-2025 Sürdürülebilir Bankacılık Strateji Planında yer alan 'Nominal Riskler olarak sınıflandırılmaktadır. Bu risklerin kuruluşlar için potansiyel olarak ciddi finansal sonuçları olduğu düşünülmektedir.

BDDK'nın ilgili raporunda, Türk bankacılık sektörünün fosil yakıta dayalı enerji üretimi, çimento, demir-çelik, alüminyum, gübre, ulaştırma ve inşaat sektörleri ve ilgili sektörlerde önemli geçiş risklerine maruz kaldığı tespit edilmiştir. 2026 yılından itibaren hayata geçecek olan AB 'Karbon Sınır Ayarlama Mekanizması' da bu anlamda önemli bir risk olarak değerlendiriliyor.

Şirketler iklim değişikliğini yönetim kurulu düzeyinde giderek daha fazla tartışmaktadır.Karbon Saydamlık Projesi (CDP) tarafından yayınlanan 'Türkiye İklim Değişikliği ve Su 2022 Raporu'na göre, ankete katılan şirketlerin 2030'dan sonra mutlak emisyon azaltımı taahhüt eden şirketlerin oranı sadece iki yılda %15'ten %58'e, bu şirketlerin yoğunluk hedefleri ise %4'ten %32'ye yükseldi. Raporda, şirketlerin %97'sinde iklimle ilgili konuların yönetim kurulu seviyesinde takip edildiği belirtilmektedir.11 Bu anlamda Türkiye'deki şirketlerin iklim değişikliği bilincinin her geçen gün arttığı söylenebilecektir.

Yönetim kurulunun iklim değişikliği risklerini gündemine alması, bu konudaki mevzuat çalışmalarını takip etmesi, mevzuatın gerektirdiği yükümlülüklere uygun hareket etmesi ve şirket faaliyetlerinin sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda yeniden yönlendirilmesi, yasal bir zorunluluk olmasa bile her yöneticinin özen yükümlülüğü kapsamındadır. Çünkü şirketlerin değişen koşullara uyum sağlayabilmeleri ve varlıklarını sürdürebilmeleri, yöneticilerinin öngörülerine ve risklere karşı alacakları önlemlere bağlıdır.

Yöneticilerin Açıklama Yükümlülükleri 

Türkiye’de ‘Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik’ 17 Mayıs 2014 tarihli ve 29003 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmış, 31.05.2017’de yapılan değişiklik ile son halini almıştır.12 Yönetmelik uyarınca elektrik, buhar üretimi, petrol rafinerileri, petrokimya, çimento, demir-çelik, alüminyum, tuğla, seramik, kireç, kağıt ve cam üretimi gibi enerji yoğun sektörlerin imalat sektörü temsilcilerinin yıllık sera gazı emisyonlarını düzenli olarak raporlaması ve doğrulamasına ilişkin ilke ve esaslar belirlenmiştir. 

Türkiye’deki sermaye piyasasında düzenleyici ve denetleyici otorite olan SPK, yatırımcıların hak ve çıkarlarını koruyarak sermaye piyasalarının güvenli, adil ve etkili bir şekilde çalışmasını sağlamayı amaçlamaktadır. SPK, iyi kurumsal yönetim uygulamalarının adil ve düzenli işleyen sermaye piyasalarının altyapısını teşkil ettiği görüşündedir. Bu nedenle, 2003 yılında Kurumsal Yönetim İlkeleri ilk kez kamuya duyurulmuş ve sonraki dönemlerde yayımlanan tebliğler ile bu ilkeler güncellenmiştir. 

Payları Borsa İstanbul’da işlem gören şirketler tarafından benimsenmesi beklenen zorunlu ve zorunlu olmayan kurumsal yönetim ilkeleri ‘II-17.1 Sayılı Kurumsal Yönetim Tebliği’nde tanımlanmaktadır.13 Kurumsal yönetim uygulamaları ve kamuyu aydınlatma uygulamalarının geliştirilmesini amaçlayan SPK, şirketlerin zorunlu ilkelere uyup uymadıklarını ve zorunlu olmayan ilkelerden ayrıldıkları hususlara ilişkin açıklamaları yakından izlemektedir. 

Ekim 2020'de SPK tarafından yayınlanan ‘Kurumsal Yönetim Tebliği’, halka açık şirketlerin uymaları ve açıklamaları beklenen temel Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetim (ÇSY) ilkelerini içeren 'Sürdürülebilirlik İlkelerine Uyum Çerçevesi'ni içermektedir. Kurumsal Yönetim İlkeleri, ÇSY risklerinin, fırsatlarının ve ilgili politikaların belirlenmesi, şirketin kurumsal stratejisinin ÇSY politikaları, riskleri ve fırsatları ile nasıl uyumlu olduğu ve şirketin sürdürülebilirlik performansı, hedefleri ve eylemleri dahil birçok konuyu kapsamaktadır. Bu ilkelerin uygulanması isteğe bağlı olmakla birlikte, uygulanıp uygulanmadığının ‘Uy ya da Açıkla’ ilkesi temelinde raporlanması zorunludur.14 Diğer bir deyişle; bu ilkelerin uygulanması yasal bir zorunluluk değildir. Ancak şirketler bu ilkelerden hangilerine uyulduğunu, hangilerine uyulmadığını ve uymama nedenlerini açıklamak zorundadır.

AB iklim hedefleri ve düzenlemelerinin bir sonucu olarak bazı şirketler için sera gazı emisyonlarının raporlanması ve bir Türk Emisyon Ticareti Sistemine geçiş gerekli olabilecektir. ‘55'e Uyum’ paketinin bir parçası olarak, Avrupa Komisyonu tarafından Temmuz 2021'de yayınlanan ‘Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’, 2026 yılında sona erecek olan geçiş dönemi sonrasında AB üye ülkelerinde ithal edilen malların, mallara eşdeğer bir karbon fiyatına tabi olmasını zorunlu kılacaktır.15 Bu yükümlülük, dolaylı olarak AB üyesi ülkelere ihracat yapan ülkeleri kapsadığından çimento, elektrik, alüminyum, demir, çelik, gübre ve sektörlerinde Türkiye'de mal ihraç eden şirketlerin, ihraç edilen malın üretim sürecinde oluşan doğrudan ve dolaylı emisyonları 2023'ten itibaren üçer aylık dönemler itibarıyla raporlayacakları ve yurt dışında ödenen karbon bedellerini detaylandıracakları öngörülmektedir.

Ayrıca, Türkiye'nin NDC'si, 2024-2028 dönemi için hazırlanan 12. Ulusal Kalkınma Planı ve 2053'e yönelik uzun vadeli stratejisinin, iklim hedefleri ile ekonomik büyümeyi uyumlu hale getirerek artan iklim iddiasını karşılayacağı argümanına vurgu yapmaktadır. NDC, karbon fiyatlandırma araçlarının düşük maliyetli azaltma politikaları olduğunun altını çizmekte ve bir emisyon ticaret sisteminin kurulmasına atıfta bulunmaktadır. Emisyon Ticareti Sistemi, ilgili sistemdeki tesislerin sektör ve sera gazı emisyon kapasitesi bazında bir üst sınır değerinin belirlenmesini ve bu üst sınır için izin belgesi hazırlanmasını ifade etmektedir. Bu nedenle, Türk şirketlerinin emisyonlarını 'Emisyon Ticareti Sistemi'nin bir getirisi olarak raporlamaları gerekebilir.

Yöneticiler için Uygulanabilir Öneriler

Türkiye’de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, SPK, BDDK ve sair düzenleyici ve denetleyici kurumların iklim değişikliği ve risklerine yaklaşımı göz önüne alındığında şirketlerin ve yöneticilerinin ticari uygulamalarında ve kamuoyuna bildirimlerinde şu hususlara dikkat etmesi önerilmektedir:

  1. Yönetim ve/veya yönetim kurulu düzeyinde iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik ile mücadele konusunda çalışacak ekipler oluşturmak, bu konudaki risk ve fırsatları belirlemek, şirket içinde raporlama yapmak, iklim değişikliği risk ve fırsatlarının öngörülmesinin şeffaflık ilkesi doğrultusunda Yönetim Kurulunun özen yükümlülüğü kapsamında olduğunu kabul etmek; 
  2. Sürdürülebilir ekonomi ilkeleri kapsamında yeşil üretime geçiş çalışmaları yapılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının üretim sektöründe aktif olarak kullanılması, bu yöndeki alt yapı çalışmalarının hızlandırılması, alternatif hammadde ve yakıt kullanımının artırılması ve emisyon azaltımını sağlayacak tedbirlerin alınması, bu amaçlara ulaşabilmek adına kısa, orta ve uzun vadeli eylem planları hazırlanması;
  3. Şirket faaliyetleri sonucunda açığa çıkan sera gazı emisyonlarının Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından yayınlanan ISO 14064 Sera Gazı Raporlama ve Doğrulama Standardı’na göre hesaplanması, doğrulanması, sera gazı emisyonlarının izlenmesi ve raporlanması hakkındaki mevzuat uyarınca ilgili makamlara raporlanması ve azaltımı konularında azami özen gösterilmesi;
  4. Kanun koyucunun iklim değişikliği ile ilgili yapılması planlanan mevzuat hazırlıklarının takibi, yürürlüğe giren düzenlemelerin şirketler açısından getirdiği yükümlülüklerin analiz edilmesi, bu yükümlülüklere uygun davranılması ve ihtiyaç duyulması halinde bu hususlarda uzman görüşlerinden faydalanılması.

Katkıda Bulunanlar:

  • Emre Durgun, Nazali Tax & Legal
  • Süreyya Korkmaz, Nazali Tax & Legal
Primer Turkey.png

End notes:

[1]:  Türkiye Niyet Edilen Ulusal Katkı Beyanı için bkz, <https://yesilekonomi.com/files/The_INDC_of_TÜRKİYE_v_15_19_30-TR.pdf>.
[2]:  Paris Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun için bkz, <https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/10/20211007-7.pdf>
[3]:  https://unfccc.int/sites/default/files/NDC/2023-04/T%C3%9CRK%C4%B0YE_UPDATED%201st%20NDC_EN.pdf
[4]:  Cumhurbaşkanlığı kararnamesi için bkz, <https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/10/20211029-35.pdf>.
[5]:  İklim Şurası, Hakkinda, <https://iklimsurasi.gov.tr/>.
[6]:  Ticaret Bakanlığı’nın Yeşil Mutabakat Eylem Planı için bkz, <https://ticaret.gov.tr/data/60f1200013b876eb28421b23/MUTABAKAT%20YE%C5%9E%C4%B0L.pdf>.
[7]:  Sermaye Piyasası Kurulu, Yeşil Borçlanma Aracı, Sürdürülebilir Borçlanma Aracı, Yeşil Kira Sertifikası, Sürdürülebilir Kira Sertifikası Rehberi için bkz, <https://spk.gov.tr/surdurulebilirlik/yesil-borclanma-araci-surdurulebilir-borclanma-araci-yesil-kira-sertifikasi-surdurulebilir-kira-sertifikasi-rehberi-basin-duyurusu>.
[8]:  T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sürdürülebilir Finansman <https://www.hmb.gov.tr/surdurulebilir-finansman>.
[9]:  Sürdürülebilir Bankacılık Stratejik Planı için bkz, <https://www.alomaliye.com/wp-content/uploads/2021/12/2022-2025-stratejik-bankacilik.pdf>.
[10]:  6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu için bkz, <https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6102-20130328.pdf>.
[11]:  CDP’nin Türkiye 2022 İklim Değişikliği ve Su Raporu için bkz, <https://cdpTürkiye.sabanciuniv.edu/sites/cdpTürkiye.sabanciuniv.edu/files/cdp2022_report_final.pdf>.
[12]:  Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik için bkz, <https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=19678&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5>.
[13]:  II-17.1 Sayılı Kurumsal Yönetim Tebliği için bkz, <https://www.mevzuat.gov.tr/File/GeneratePdf?mevzuatNo=19225&mevzuatTur=Teblig&mevzuatTertip=5>.
[14]:  Sermaye Piyasası Kurulu, Sürdürülebilirlik İlkeleri Uyum Çerçevesi için bkz, <https://spk.gov.tr/data/63a17b1a8f95db0fa40e3309/s%C3%BCrd%C3%BCr%C3%BClebilirlik%20ilkeleri%20uyum%20cercevesi.pdf>.
[15]:  European Commission, 'Fit for 55': delivering the EU's 2030 Climate Target on the way to climate neutrality (14 July 2021) metni için bkz, <https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:52021DC0550&from=EN>.